Nisan ayı, baharın tam anlamıyla geldiği, insanın içini heyecanla kaplayan bir ay benim için. En sevdiğim insanların doğumgünlerinin olduğu, aynı zamanda benim için de birçok önemli kişisel olayın yer aldığı bir ay.
Her Nisan ayında, Stockholm’ün kalbinde de büyülü bir şey oluyor. Şehir, kış uykusundan uyanırken, baharı yumuşacık pembe yapraklarla karşılıyor — şehrin birçok yerinde kiraz çiçekleri, sakuralar, açıyor. Beş yıl önce Stockholm’e taşınmış biri olarak, bu kısa ama etkileyici olayı beklemek benim için bir gelenek haline geldi.
Eğer Nisan ayında Stockholm’deyseniz, sakura mevsiminden en iyi şekilde yararlanmanız için bilmeniz gereken her şeyi burada bulabilirsiniz: Nerelere gidilir, neler beklenir, ve bu mevsimin tadı nasıl çıkarılır.
📍 Stockholm’de Kiraz Çiçeği Görülecek En Güzel Yerler
1. Kungsträdgården – En İkonik Nokta
Şehrin merkezinde yer alan Kungsträdgården, en ikonik sakura alanlarından biri – ayrıca benim favorim. Kiraz ağaçları simetrik bir biçimde alanın iki tarafına sıralanmış, ağaçların arasından geçerken tam bir pembe tünelin içinden geçiyormuş gibi hissediyorsunuz.
- Ziyaret için en iyi zaman: Nisan ortası ila sonu, sabah erken saatlerde daha sakin olur. Erkenden gitmezseniz inanılmaz bir kalabalığın için kalabilirsiniz.
- Yanınızda olsun: Favorilerimden olan Bröd&Salt, ya da Vete-Katten’den kannelbulle ya da vaniljbulle, ve Espresso House’dan bir kahve alıp çiçeklerin altında keyif yapın.
13 Nisan 2025 – Stockholm Kungsträdgården, #shotonmyiPhone
2. Luma Park, Hammarby Sjöstad – Sessiz ve Yerel
Daha sakin ve yerel bir deneyim arıyorsanız Luma Park’ı tercih edebilirsiniz. Mahalle havasında, huzurlu ve sakin bir sakura gezisi için ideal bir seçim. Biz her sene tercihimizi Kungsträdgården‘dan yana kullandığımız için başka bir alanı deneme fırsatımız olmadı, ancak bu park ve listedeki diğer alanlar lokallerin favorilerinden.
3. Bergianska Trädgården – Doğayla İç İçe
Daha doğal bir ortam arayanlar için oldukça ideal Bergianska Trädgården. Çok yoğun kiraz ağacı olmasa da doğada keyifli bir yürüyüş için harika bir alan.
4. Björns Trädgård (Södermalm) – Genç ve Renkli Atmosfer
Södermalm’daki bu park, gençlerin uğrak noktası. Kiraz ağaçları burada daha dağınık yerleştirilmiş ama özellikle gün batımında güzel kareler yakalayabilirsiniz.
- Bonus: Parkın yanında skate park ve kafeler var. Sanat ve alternatif kültürle iç içe.
5. Vitabergsparken – Tepeden Pembe Manzara
Yine Södermalm bölgesinde olan Vitabergsparken, daha bohem bir atmosfere sahip. Kiraz çiçekleri burada büyük gruplar halinde değil, ama parkın tepesine çıktığınızda tüm Stockholm’ü pembe beyaz tonlarda görebilirsiniz.
- İpucu: Yanınıza termosla kahve alın, merdivenlere oturun, manzaranın tadını çıkarın.
6. Rålambshovsparken – Pikniklik Geniş Alanlar
Rålambshovsparken Kungsholmen’de yer alıyor ve hem çiçekleri izlemek hem de göl kenarında vakit geçirmek için harika bir yer. Burada dağınık birkaç kiraz ağacı var ama parkın genişliği ve suya yakınlığı bambaşka bir hava katıyor.
7. Djurgården – Doğanın İçinde Sakura
Djurgården, Stockholm’ün en yeşil alanlarından biri. Kiraz ağaçları çok yoğun olmasa da, Rosendal Trädgård çevresinde kiraz ağaçlarını görmek mümkün. Bu parkta yürüyüş yaparken birden karşınıza çıkan çiçekler sürpriz etkisi yaratıyor.
🌸 Ne Zaman Gidilmeli?
Kiraz çiçekleri genellikle 10-25 Nisan tarihleri arasında açıyor. Tam çiçeklenme hali genelde yaklaşık 7-10 gün sürüyor.
💡 İpucu: Instagram’da #kungsträdgården veya #sakuraStockholm etiketlerini takip ederek çiçeklerin durumunu kontrol edebilirsiniz.
🧺 Stockholm Tarzı Hanami
Japonya’da çiçek izleme geleneğine hanami deniyor. Stockholm’de hanami biraz daha sade ama emin olun aynı derecede keyifli. Piknik yapanlar, banklarda oturanlar, kahve içenler… Çiçeklerin etrafında herkesin yüzü gülüyor.
🇯🇵 Hanami Nedir?
Hanami, Japonya’da kiraz çiçeklerini izleme ve bu kısa ama etkileyici mevsimi kutlama geleneğidir. Genellikle aileler, arkadaş grupları ya da iş arkadaşları parklarda toplanır, yiyecekler paylaşılır ve baharın geçiciliği, doğanın döngüsü üzerine düşünülür. Bu gelenek, “mono no aware” adı verilen felsefeyle de bağlantılıdır — hayatın geçici doğasına duyulan tatlı bir hüzün ve derin farkındalık.
Sakuraları izlemeye gidecekseniz yanınıza mutlaka bunları alın:
- Bir örtü veya oturmak için ped
- Termosta kahve ya da çay – yakınlardaki kahve dükkanlarından da birbirinden lezzetleri kahveleri deneyebilirsiniz. Stockholm’de kahve içtiğinizde, eve dönünce her kahveyi içemeyeceksiniz. Buna hazırlıklı olmakta fayda var.
- Biraz fika — her türlü “bulle/bullar” önerim, buraya gelmişken kannelbullar ya da kardemummabullar (kakuleli çörek) denemenizi öneririm.
- Ve tabii ki kamera! Eşimle terchimiz dji osmo pocket 3, ama benim gibi cep telefonunuzu da kullanabilirsiniz.
🎎 Japon Kültürüne Selam
Kiraz çiçeklerinin Stockholm’de bu kadar özel bir yer edinmesi tabiki de tesadüf değil. Kungsträdgården’deki kiraz ağaçları, 1998 yılında Japonya’nın Stockholm Büyükelçiliği aracılığıyla şehre Japon hükümeti tarafından hediye edilmiş. Bu, Japonya ile İsveç arasındaki dostane ilişkilerin bir simgesi olarak düşünülmüş zarif bir jest olarak tarihe geçmiştir.
Bu ağaçlar sadece doğanın güzelliğini değil, aynı zamanda da kültürel bir köprüyü temsil ediyor. Her ilkbaharda yüzlerce insanın bu ağaçların altında toplanması, Japon hanami geleneğinin Stockholm’de kendine has bir şekilde yaşadığını gösteriyor.
Her yıl olmasa da, kiraz çiçeklerinin açtığı dönemde özellikle de güneşli hafta sonlarında, Kungsträdgården’de Japon kültürünü tanıtan etkinlikler düzenleniyor. Japon davul gösterileri (taiko), origami atölyeleri, geleneksel kıyafetlerle fotoğraf alanları, Japonca kaligrafi (shodō) tanıtımları gibi kültürel aktiviteler, bu deneyimi daha da özel hale getiriyor.
🌬️ Stockholm’de Yaşayan Birinden Küçük Tavsiyeler
- Kat kat giyinin: Nisan havası değişken olabilir.
- Alerjiniz varsa dikkatli olun.
- Hafta sonları çok kalabalık olur, hafta içi sabahları gidin.
🌸 5 yıldır Stockholm’de yaşayan bir göçmen olarak, kiraz çiçeği mevsimi benim için sadece baharın gelişini simgelemiyor, aynı zamanda umut ve yenilenmeyi simgeliyor. Siz de benim gibi doğanın büyüsünden etkileniyorsanız, bu kısa ama etkileyici anı kaçırmayın. Kungsträdgården’a gidin, yukarı gökyüzüne bakın, yavaşlayın ve anın güzelliğini hissedin.
